Şirketleşme Kapsamında Startupların Dikkat Etmesi Gerekenler

Bir startup için en önemli aşamalardan biri şirketleşmektir. Zira şirketleşme ile startup daha ciddi bir kimlik kazanacak, destek bulma ve büyüme fırsatları elde edebilecek ve markalaşma şansını arttıracaktır.

Şirket kurma kararı verildikten sonra akla birçok soru gelecektir.
Hangi şirket türü tercih edilecek?
Finansman nasıl sağlanacak?
Şirketin merkezi neresi olacak?
Şirketin unvanı ne olacak?
Ortakların görev ve sorumlulukları neler olacak?
Yeni ortakların şirkete girmesi mümkün olacak mı?
Pay sahipleri arasındaki ilişkiler nasıl olacak?

Şirket Türünün Seçimi

İlk etapta verilmesi gereken en önemli karar şirket türünün seçimi olacaktır.

Daha sonra ise tüm detaylar belirli sözleşmelerle düzenlenecektir. Sözleşmelere dair detayları hukuk rehberimizde bulabilirsiniz.

Şirket türünün seçimine dair karar verilirken girişimin yapısı, hedefleri ve beklentileri dikkate alınmalı ve mutlaka iyi bir hukuk danışmanı tarafından girişimcilere her bir şirket türünün detayları anlatılmalıdır.

Zira her bir şirket türü bakımından borçlardan sorumluluk, vergilendirme, şirket organları, birleşme devralma imkanları gibi hususlarda farklılıklar bulunmaktadır. İşte bu yüzden ilk aşamada yapılacak doğru seçim son derece önemli olacaktır.

Örneğin anonim şirketler halka arz edilebilir ve payları borsada işlem görebilir. Payların devri hususunda ise bir genel kurul kararı veya onayı aranmamaktadır. Pay sahipleri serbestçe paylarını devredebilmektedir. Bu özelliğinden dolayı anonim şirket türü yatırım süreçleri için son derece işlevseldir ve tercih edilir.

Anonim şirketlerden farklı olarak limited şirketlerde ise yalnızca nama yazılı pay çıkarılabilmekte ve halka arz olunamamaktadır. Bu şirket türünde pay devri için genel kurul onayı gerekmektedir.

Anonim ve limited şirketlerde şirket borçlarından sınırlı sorumluluk esası vardır, ortaklar taahhüt ettikleri sermaye oranının da borçlardan sorumlu olur.

Adi ortaklık veya şahıs şirketi tercih edildiğinde ise şirket borçlarından tamamen sorumlu olunacağı gibi yatırım süreçleri için tavsiye edilmez, zira sermayenin paylara bölünmesi ihtimali söz konusu olamaz.

Sözleşme Süreçleri

Startupınız için bir şirket kurmaya karar verdiniz ve şirket türünü seçtiniz. Bu aşamadan sonra belirli sözleşmelerin hazırlanması gerekecektir.
Sözleşme sürecinin doğru yönetilmesi şirketin kar elde etme ihtimalinin artmasını sağladığı gibi, girişimcinin haklarını koruma altına alarak ilerde doğması muhtemel birçok masrafın da önüne geçecektir. Bu sebeple her ne kadar startuplar sınırlı bütçeyle kuruluyor olsa da hukuki danışmanlık için yapılacak harcamalardan imtina edilmemelidir.

Şirket Esas Sözleşmesi

Esas sözleşmede; şirketin ticaret unvanı ve merkezi, işletme konusu, sermaye ve paylara dair detaylar, ortaklarının temel hak ve yükümlülükleri, yönetim ve işleyişe dair ilkeler yer alır.

Bu sözleşme şirketin anayasası gibi olacaktır ve hazırlanması zorunlu bir sözleşmedir. Bu yüzden mutlaka bir hukuki danışman eşliğinde hazırlanması gerekir. Aksi takdirde atlanan bir detay veya hatalı bir clause ilerde büyük hukuki uyuşmazlıklara ve masraflara sebep olabilir.

Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarının Devrine İlişkin Sözleşme

Kurucu ortak veya çalışanın şirket kurulumundan önce oluşturduğu marka, patent telif vb. fikri ve sınai mülkiyet haklarının şirkete devrinin sağlanması için fikri ve sınai hakların devrine ilişkin bir sözleşmenin hazırlanması gerekmektedir. Şirket faaliyetinin hukuka uygunluğu bakımından bu sözleşmenin hazırlanması şarttır.

Gizlilik Sözleşmesi

Şirkete ilişkin ticari, mali, hukuki ve teknik bilgiler ile marka, lisans ve telif hakları gibi tüm fikri ve sınai mülkiyet hakları, ticari sır ve her türlü bilgi ve belgelerin şirket onayı olmadıkça üçüncü bir gerçek/tüzel kişiye açıklanmamasını temin etmek amacı ile taraflar arasında Gizlilik Sözleşmesi düzenlenmelidir.

Pay Sahipleri Sözleşmesi, Pay Alım & Satım Sözleşmesi

Pay sahipleri sözleşmesi esas sözleşmeden farklı olarak herkese açık bir sözleşme değildir. Ortakların birbirleri arasındaki ilişkiyi ve şirketi beraber nasıl yöneteceklerini daha detaylı düzenler ve yapılması önerilir.

Bu sözleşme ile pay sahipleri arasındaki ilişkiler hukuki çerçeve içerisine alınarak ilerde doğması muhtemel uyuşmazlıkların engellenmesi sağlanacaktır. Ön alım hakkı, rekabet yasağı gibi son derece önemli hususlar da bu sözleşme kapsamına dahildir.

Pay alım satımına ilişkin detaylar da mutlaka bir sözleşme ile düzenlenmelidir. Zira sermaye artırımı sürecinde payların sulanması (dilution) ihtimali ilk pay sahiplerini zarara uğratabilir. Startuplar bakımından bu ihtimal son derece olasıdır zira startupların sermayesi çoğunlukla yeni yatırımcıların pay satın almasıyla arttırılır.

Bu ihtimalde şirket sermayesi arttığı gibi sermayeyi temsil eden pay sayısı da artar ve kurucu pay sahiplerinin payı yeni sermaye bedeline oranla değer kaybeder. Bu duruma payların sulanması denir.

Pay sahipleri sözleşmesine pay sulanmasına karşı hükümler koyulabilir. İlerideki yatırım turlarında pay oranlarının düşmesini istemeyen ilk tur yatırımcıları kurucular ile yapacakları sözleşmeye bu tarz maddelerin eklenmesini isteyebilir.

Stj. Av. Enise Bozatlı

Read More
admin Ocak 31, 2022 0 Comments

Medya Hukuku nedir? Yapım Şirketlerinin Hukuken Dikkat Etmesi Gerekenler

Basın ve Medya Hukuku Nedir?  

Onlarca yıllık birikim ve buluşlarla dinamikleşen dünyamızda teknolojinin gelişmesi hukukun yeni alanlarda da uygulanabilirliğini mecbur kılıyor. Bu sebeple hukuk bambaşka sahalarda vücut bularak karşımıza çıkmayı başarıyor. Medya hukuku da tam bu noktada ele alacağımız alanlardan birisi. Peki Medya ve Basın Hukuku nedir?

İnsanlarla ortak kullandığımız diğer alanlarda olduğu gibi kitle iletişim alanları da çeşitli kurallara sahiptir. Bu kurallar insanların özgürlüğünü yaşarken diğerlerinin özel alanlarına müdahale etmemesini sağlayabilmek adına gelişmiştir. Bahse konumuz olan Medya Hukukunda da bu kurallar evleviyetle mevcuttur. Kapsadığı konu başlıkları bakımından çeşitliliğe sahip olan Medya Hukuku; Basın yayın faaliyetleri, radyoculuk, internet, gazetecilik gibi başlıkları da bünyesinde barındırmaktadır.

Özellikle pandemi dönemi içerisinde insanların sosyalleşebileceği tek konum olan internet üzerinde milyonlarca insanın fikirlerini, görüşlerini, eleştirilerini, görüntü, ses, video gibi ve daha birçok kişisel bilgilerini paylaştığı göz önünde bulundurulduğunda medyada hukuk kurallarının nasıl işleyeceği akıllarda çeşitli şüphelerin oluşmasına sebebiyet veriyor. Burada dikkat çekilmesi gereken hususlardan belki de en önemlisi ifade özgürlüğümüzün medya üzerinde nasıl ve ne ile sınırlandırılabileceğidir.

İfade özgürlüğünün kullanılması;

•Ulusal güvenlik

•Ülke bütünlüğü

•Kamu emniyeti

•Suç işlenmesi veya düzensizliğin önlenmesi

•Genel sağlığın korunması

•Gizli belgelerin açığa vurulmasının önlenmesi

•Başkalarının şöhret ve haklarının korunması

•Yargı organlarının otorite ve tarafsızlığının sağlanması

gibi hallerde söz konusu olabilecektir. Bu sınırlama sebeplerinin varlığıyla birlikte sınırlama yapılabilmesi bu sınırlamanın ancak kanunla yapılmasına, Anayasanın özüne ve sözüne, ölçülülük ilkesine ve demokratik toplum düzenine uygun olmasına bağlıdır.

İfade özgürlüğünün yanı sıra Medya hukuku bağlamında çalışan hukuk bürolarının genel olarak verdiği hizmetler;

•Kaldırılması istenen içerik için içeriğin kaldırılması başvuruşu ve içerik kaldırma sürecinin yönetilmesi

•Basın kurumlarının yayınlaması için tekzip hazırlanması

•Başvurusu ve tekzip sürecinin yönetilmesi

•RTÜK ile ilgili anlaşmazlıkların çözümü, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından ceza verilmişse bu cezalara yapılan itirazlar

•İdari merciler ile olan hukuki süreçlerin yönetimi

•Medya kuruluşlarına açılabilecek maddi ve manevi tazminat davaları

•Medya yolu ile işlenen suçlar, Firmaların yanıltıcı reklam ve ilanları ile işlenen suçlar

•Erişim engelleme kararları

•Basın ve Medya Hukuku ‘na göre Medya kurumları için süreli veya süresiz kapatma kararları

•Kişisel belgelerin korunması

•Yayın sahibinin hakları, Medya hakları

•Dizi ve film sözleşmeleri gibi alanlarda varlık göstermektedir.

Burada karşımıza bambaşka bir konu başlığı çıkıyor. Yapım şirketlerinin hukuki sorumluluğu. Öncelikle;

Yapım Şirketleri Nedir?

Yapım Şirketleri diğer bir adıyla Prodüksiyon Şirketleri çeşitli firmalara web hizmeti, reklam, fotoğraf, tanıtım filmi, fragman, müzik gibi hizmetler vermek üzere kurulan şirketlere verilen addır.

Yapım Şirketlerinin Sorumlulukları

Her şirketin olduğu gibi yapım şirketlerinin de hukuki sorumlulukları mevcuttur. Kendi sorumluluklarını kuruluşlarındaki mevcut sözleşmelerle belirleyebileceklerinin yanı sıra yasal olarak aza indirgenemeyen sorumlulukları da mevcuttur.

Bahse konu şirketlerin sorumlulukları Medya Hukuku bağlamında ifade özgürlüğünden veri paylaşımına kadar birçok dikkat edilmesi gereken konu üzerinde vücut bulmakla birlikte yalnız bu alanla sınırlı değildir.

Yapım Şirketlerinin Hukuken Dikkat Etmesi Gerektiği Konular

Yapım şirketleri yalnız kendi şirket tüzel kişiliği bağlamında hukuk kurallarına uymakla kalmayıp aynı zamanda reklam, fotoğraf, tanıtım filmi, müzik gibi edimini üstlendiği işlerde müşterisi olan gerçek yahut tüzel kişilerin de bu işler kapsamında bahsi geçen hukuki kurallarına uyuyor olmasına dikkat etmelidir. Başta ifade özgürlüğü de olmak

Üzere Medya Hukukunun gerekliliklerini de yerine getirmek ve belirtilen yasal sınırlamalara katlanma mecburiyetindedirler. Zira taraflar arasındaki sözleşmeye konu edimler yalnız birer ifa olmadığı gibi aynı zamanda Medya Hukukunun ilgi alanına giren başlıca konulardandır. Bu sebeple Yapım şirketleri gerek işlerinde gerek kendi kişiliklerinde mevcut fiil ve edimlerini hukuk kuralları çerçevesinden çıkmadan ifa etmekle yükümlüdürler.

Stj. Av. Aybike Terkeş

Read More
admin Ocak 31, 2022 0 Comments

Yatırımcıların Startuplarda Dikkat Etmesi Gerekenler

Bir işi, bir fikri hayata geçirmek için girişimciler desteğe ihtiyaç duyar. Girişimci ile üçüncü kişi veya kurumlar arasındaki ilişki yatırım süreci olarak değerlendirilir. Girişimci yatırım süresince potansiyel yatırımcı hakkında araştırma yapmalı aynı şekilde yatırımcı da girişimci için gerekli olabilecek araştırmaları yapmalıdır. Yatırımcı bir girişim için fon sağlayan kişiye denir. Yatırımcıdan beklenen sadece finansal kaynak sağlaması değil, girişimin önünü açması büyümesine destek olması, geniş kitlelere yayılmasına yardımcı olmasıdır. Yatırımcıların bir girişime destekte bulunmadan önce nelere dikkat etmesi neleri önemsemesi gerektiği önemlidir. İşte yatırımcıların bir girişime destekte bulunurken dikkat etmesi gerekenler:

İş Modeli

Yatırımcılar iş modellerini titizlikle incelemelidir. Girişimin değer teklifi, müşteri segmentleri, kanallar, müşteri ilişkileri, gelir kaynakları, aktiviteleri, kaynakları, iş ortakları, maliyet yapısı yatırımcılar için çok önemlidir. Değer teklifi nasıl bir değer sunulduğu, hangi ihtiyaçların karşılandığı, mevcut problemlerden hangileriin çözüldüğüne dair önerilerdir. Müşteri segmentleri girişimcilerin ulaşmayı hedeflediği kişi/kuruluşları temsil eder. Kanallar müşterilere ulaşma yollarını belirler. Müşteri ilişkileri müşteriler ile nasıl iletişime geçileceğini, kurulacak ilişki türünü belirler.Gelir kaynakları girişimlerin sunduğunuz hizmet karşısında, müşteri segmentinden ne kadar gelir elde edeceğinin belirlenmesidir. Kaynaklar iş modelinin etkili olabilmesi için gerekli olan varlıkları ifade eder. Aktiviteler girişimcinin iş modelini başarılı kılabilmesi için yapması gereken öncelikli işlerdir. İş ortaklıları işi başlatmak için hangi ortaklara veya tedarikçilere ihtiyaç olduğunun belirlenmesidir. Maliyet yapısı ise iş modelini sürdürebilmek için katlanılan maliyetlerin özetidir. Yatırımcılar iş modellerini önemle incelemeli sürdürülebilirliği yüksek ve karlı girişimlere yatırım yapmaya özen göstermelidirler.

Ekip ve İş Planı

Girişimci ve ekip girişimin başarılı olmasında en önemli unsurlardan biridir. Birbirini tamamlayan ve güvenen insanların ortak bir hedefe ve başarıya ulaşmak için birlikte yürüttükleri iş yani ekip çalışması oldukça önemlidir. Yatırımcı girişimde bulunan ekibi iyi tanımalı ve planlarını iyi analiz etmelidir. İyi bir iş planı düzenli, özverili güçlü bir ekip ister. Girişimin etkin bir şekilde hizmet ve ürün üretebilmesi için ekibin kendi alanlarında yatkın kişilerden oluşması gerekmektedir. Girişimin önemli alanlarını kapsayan yeterli sayıda çalışan var mı? yeterli çalışanın yanı sıra alanında uzman çalışanlar var mı? Dikkat edilmesi gerekir.

İşletim kontrolü yani işletme politikaları ve prosedürleri geliştirilmiş mi? yapılan işi kontrol etme, yatırımın ne denli faydalı olduğunu anlama açısından önemlidir. İş planı işin her aşamasında neyin doğru neyin yanlış yapıldığını gösterir. Başarı ve büyüme olasılıklarının değerlendirilmesini sağlar. Dolayısı ile her yatırımcı basiretli bir iş insanı gibi davranmak adına tüm bunlara özen göstermiş olmalıdır.

Girişim Hangi Pazara Hitap Ediyor?

Bir girişimin hangi pazara hitap ettiği yatırımcılar için oldukça önemlidir. Yatırım yapmak istenen pazarın yatırımcının ilgi alanı olmasının yanı sıra bilgi de önemlidir. Yatırımcılar Girişim hangi pazara hitap ediyor? Büyüklüğü nedir? Pazarın büyüklüğünü etkileyen faktörler nelerdir? gibi sorulara yanıt aramalıdırlar. Öncelikle “Pazar nedir?” sorusuna cevap verecek olursak; ekonomide her türlü mal ve hizmetin alınıp satıldığı veya takas yolu ile el değiştirdiği yer olarak tanımlanır. Pazar büyüklüğü ise üretilen ürünleri alabilecek olan potansiyel müşteri kitlesidir. Dolayısıyla yatırımcı açısından girişimin doğru pazarda doğru hedef kitleye hitap etmesi önem taşır. Girişim tarafından hedeflenen pazarın yerel Pazar mı yoksa küresel Pazar mı olduğuna pazarın büyük ve fırsatlar açısından zengin olması girişime avantaj sağlayacağı gibi bir yatırımcı da bunlara önem vermelidir.

Rekabet

Girişimcilerin fikrine karşılık piyasada onun fikri ile rekabet edecek girişimlere karşı strateji geliştirmiş olması gerekir. Fikrin rekabetçi ve sürdürülebilir rekabet avantajının olması bu hususta önemlidir. Nedir rekabetçi fikir? Rekabetçi fikir piyasadaki diğer fikirler ile başa çıkan, bu fikirlerden aşağıda kalmayacak ve kendi alanında öncü olabilecek fikirdir. Bir yatırımcı için de fikir piyasadaki diğer fikirler ile rekabetçi mi? diğerlerinin önüne geçebilir mi? bunlar önem arz eder. Bir yatırımcı yatırım yapacağı girişimin piyasadaki diğer rakipleri karşısında sürdürülebilir rekabet avantajının olup olmadığına bakmalı bulunduğu pazar içerisindeki konumunu iyi anlamalıdır.

Çıkış Stratejisi

Girişimciler iş modellerini belirlerken bunun yanı sıra bir çıkış stratejisi de belirlemelidirler. Bir işin başlangıçta planlanırken nasıl sonlandırılacağını da belirlemek gerekir. Bazı önem arz eden noktalara gelindiğinde ne yapılacağına baştan karar verilmiş olması önemlidir. Çıkış stratejileri halka arz, stratejik ortağa satış, finansal ortağa satış, şirket ortaklarına geri satış gibi olabilmektedir. Yatırımcıların nihai hedeflerini baştan belirlemeleri gerekmektedir. Edinilen hisseleri değer kazandıktan sonra bir sonraki seviye yatırımcıya veya stratejik bir yatırımcıya satarak şirketten çıkış yapıp yapmayacağını belirlemeleri önemlidir.

Ticaret sicil kaydı

Ticari sicil kaydı oluşturmak üçüncü kişilerin bilgilenmesi ve işletmeyi takip edebilmek açısından önem arz eder. Bir nevi kimlik işlevi gören ticaret sicil belgesi aynı zamanda şirket sahibinin kazandığı hakların korunmasını sağlar. Sicil esas defteri, gelen evrak defteri, giden evrak defteri, ihtar ve ceza defterleri, ticari işletme rehini kaydına mahsus defterleri de bünyesinde bulunduran ticaret sicil kaydı yatırımın gerçekleşmesi ile girişim şirketi hissedarı olmalarından dolayı, şirkette sahip olmak istedikleri imtiyazları belirlemiş olan yatırımcılar açısından önemlidir. Yatırımcıların şirketlere yatırım yapmadan önce ticari sicil kaydı olup olmadığına bakması ileride beraberinde getireceği birçok sorun ve hakların korunması açısından önem teşkil eder.

Şirket sermayesi ve Ortaklık

Bir şirketin harcamalarını karşılamak için ortakların koydukları para veya paraya çevrilebilecek malların tamamı şirket sermayesi olarak adlandırılır. Sermaye aynı zamanda şirketin ortaklık yapısını da gösterir. Bir yatırımcı yatırım yapmadan önce sermaye için gerekli belli şartları ve uygulamaları, taahhüt edilen sermayenin ne zaman ödeneceğini, minimum sermaye tutarın ne kadar olduğu gibi soruların cevaplarını araması gerekir.

Marka ve Sınai Mülkiyet Araştırmaları

Sınai mülkiyet hakları patent, faydalı modeller, marka ve tasarımları kapsamaktadır. Ticaret alanında üretilen ve satılan malların üzerindeki üretici veya satıcısının ayırt edilmesini sağlayacak işaretlerin sahipleri adına tescil edilmesini, böylece ilk uygulayıcıların ürünü üretme ve satma hakkına sahip olmalarını sağlayan gayri maddi bir haktır. Dolayısıyla bütün bu hakların başkasına ait olup olmadığının araştırmasının yapılması, ürünlerin veya hizmetlerin her birinin yatırım yapılacak girişime ait olması hususuna dikkat edilmelidir. Aksi taktirde hukuka aykırı bir sonuç doğacağından yatırım fonu riske atılacaktır.

Domain araştırmaları

Basit bir şekilde ifade etmek gerekirse Domain bir Web sitesinin internetteki adı ve adresidir. İnternet ortamında ticaretin hızla gelişmesi sonucu tacirler için domain adresi neredeyse onların unvanı, markası vb. gibi ayırt edici bir niteliğe bürünmüştür. Domain fikri mülkiyet hukuku korunması altında bulunan marka, tanıtım coğrafi işaret gibi işletmeler için gayri maddi malvarlığı niteliğinde değer kazanmıştır. Dolayısıyla yasal düzenlemeler ile koruma altına alınmıştır. Domainlerin tescili sonradan ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklar açısından önemlidir. Yatırımcıların girişimlere yatırım yapmadan önce dikkat etmesi gereken hususlardan biri de budur.

Yatırımcı ile Girişimci arasında dikkat edilmesi gereken bazı önemli belgeler ve sözleşmeler

Yatırımcılar girişimlere yatırım yapmadan önce bazı görüşme ve sözleşme aşamalarından geçer. Bunlardan bazıları Gizlilik anlaşması, Ön değerlendirme, Çerçeve sözleşme (Term Sheet), Hukuki ve Finansal İnceleme Raporudur. Yatırımcıların bu aşamalarda uzman bir hukukçudan destek alması önemlidir. Bu belgelerden yatırımcıların en başta özellikle önem göstermesi gerekenlerden bazıları Term Sheet ve Hukuki ve Finansal İnceleme Raporudur.

Yatırımcıların Girişimciler ile yatırım şartlarını özetlediği belgeye Term Sheet (Çerçeve Sözleşme) denir. Yatırımcının girişim şirketine sunduğu şartlar olarak da nitelendirilebilir. Bu belge iki taraf arasında geçerli olması önerilen yatırım şartlarını özetler. Bu aşamanın bilinçsizce yapılması süreci zorlaştırır ve geciktirir. Bu belge hem finansal hem de hukuki başlıklar içerir. Yatırımcı burada yatırımın finansal şartlarını ve yatırımın gerçekleşmesi ile şirket hissedarı olmalarından dolayı şirkette sahip olmak istedikleri imtiyazları belirler.

Yatırımcının yatırım sürecinde; şirketin, girişimcinin, iş fikrinin ve pazarın araştırılmasına Hukuki ve Finansal İnceleme Raporu (Due Diligence) denir. Bu rapor şirketin mali tablolarını ve hukuki belgelerin incelenmesi bunun sonucunda da girişimin güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenmesinde etkili olur. Yatırımcılar bu sayede yatırım yaptıkları girişimde karşılaşabilecekleri riskleri de görmüş olur. Yatırımcı ve girişimciler arasında her aşamada bu ve benzeri birçok belge ve sözleşme yapılır ve bunlar girişimci açısından ne kadar önemli ise yatırımcı açısından da bir o kadar önemlidir.

Merve Zengin

Read More
admin Ocak 31, 2022 0 Comments

10 adımda Limited Şirket Kurulumu

LİMİTET ŞİRKET NEDİR?

Limitet şirket bir ya da birden fazla gerçek veya tüzel kişinin bir ticaret unvanı altında kurduğu esas sermayesi belli olan şirket türüdür. Ticari şirketler şahıs ve sermaye şirketleri olarak ikiye ayrılır. Sermaye şirketleri ise anonim ve limitet şirketlerdir. Sayıları anonim şirket sayısından daha fazla olan limitet şirketler kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç için kurulabilirken bankacılık ve sigortacılık ise yapamazlar. Ortakların sorumlulukları anonim şirketlerdeki gibi getirilen sermaye ile sınırlı olan limitet şirketler en az tek ortaklı en fazla ise elli ortaklı şekilde kurulabilirler.

LİMİTET ŞİRKET VE ANONİM ŞİRKETİN FARKLARI

Limitet şirket ve anonim şirket her ne kadar birbirine benzer özelliklerde olsa da hukuki anlamda birçok farklılıkları vardır. Bu farklılıklar kurulması düşünülen ticari işletme için doğru şirket türünün belirlenmesiyle ciddi avantajlara dönüşebilir. Limitet şirket ve anonim şirketin temeldeki en büyük farkı ortak sayısına ilişkindir. Her iki şirket türü de en az bir ortakla kurulabilirken ortak sayısının üst sınırı bakımından limitet şirketler elli ortak ile sınırlanmıştır. İkinci en temel fark ise şirketin esas sermayesi bakımındandır. Esas sermaye anonim şirketlerde 50.000 TL’dir. Bu asgari sınır limitet şirketlerde ise 10.000 TL’dir. Sermayeye ilişkin bir diğer fark ise anonim şirketlerde sermaye değişikliği yönetim kurulu kararı ile oluyorken limitet şirketlerde ise genel kurul kararı ile olmaktadır. Şirketin kurulmasından sonra ortaya çıkan bir fark ise hisse senedi devrine ilişkindir. Anonim şirketlerde hisse senedi noter önünde olmadan ve ticaret siciline tescil edilmeden gerçekleşir ancak anonim şirketlerde hisse sendi devri mutlaka noterde yapılmalı ve ticaret siciline tescili gerekmektedir.

   Bu sayılanlar dışında vergi istisnaları ve denetim gibi konular dahil birçok fark iki şirket türü arasında mevcuttur. Bu nedenlerle kişinin yapacağı iş, ortaklık yapısı gibi durumlar nezdinde uygun şirket türünün belirlenmesi son derece kritiktir.

LİMİTET ŞİRKET NASIL KURULUR?               

Limitet şirketin kurulumu belli aşamalardan oluşmaktadır. Bu aşamaların başında ise şirket sözleşmesinin hazırlanması gelir. Şirket sözleşmesinde Türk Ticaret Kanunu 576. maddesinde belirtilen unsurların olması zorunludur. Bu unsurlar; şirketin ticaret unvanı ve merkez bilgileri, şirketin faaliyet konusu, sermayenin pay sayısı ve itibari değerleri, varsa imtiyazlar ve esas sermaye paylarının grupları ve son olarak şirket tarafından verilecek ilanların şeklidir. Zorunlu unsurlarını içeren şirket sözleşmesine kurucuların imzası tasdik edilir. Sonraki aşamada şirketi temsile yetkili kişilerin imza beyanları onaylatılır. Son olarak rekabet kurumu ve şirketin nakdi sermayesi ödenir ve ticaret sicil müdürlüğünde gerekli işlemler yapılır. Önceki düzenlemelerde yer alan sermayenin en az %25inin banka hesabında bloke edilmesi zorunluluğu is kaldırılarak taahhüt edilen sermayenin iki yıl içinde şirket hesabına yatırılmasına karar verilmiştir.

Şirketi kurarken nasıl bir maliyetin ortaya çıkacağı da merak konusudur. Bu maliyetleri sınıflamak gerekirse; noter masrafları, ticaret odası masrafları mali müşavir masrafları ve vergi dairesi masrafları olarak belirtmek mümkündür.

LİMİTET ŞİRKETİN ZORUNLU ORGANLARI

Limitet şirketlerde bulunması gereken zorunlu organlar kapsamında ilk değinilecek olan genel kuruldur. Genel kurul tüm ortakların toplanmasından oluşan bir organ olmakla birlikte aynı zamanda limitet şirketin karar organıdır. Genel kurulun kural olarak yılda en az bir kez toplanması zorunludur. Genel kurulun toplanmasının ise genel kurulun 20 veya daha fazla olması durumunda anonim şirket hükümlerine göre yapılacağı Türk Ticaret Kanunu’nda hüküm altına alınmıştır. Genel kurulun devredilemez yetkileri arasında başlıca şirket ana sözleşmesinde değişiklik yapılması, yönetim organlarının seçilmesi ve azledilmesi gibi haller, yönetim organlarının ibrası, pay devirleri, ortaklıktan çıkarma ve şirketin feshi sayılabilir.

Limitet şirketin ikinci zorunlu organı ise müdür/müdürlerdir. Buradaki müdürler aslında anonim şirketlerdeki yönetim kurulu ile aynı yetki ve sorumluluklardaki kişilerdir. Müdürler ana sözleşmede belirtilerek veya sonrasında genel kurul tarafından dışarıdan atanarak belirlenebilirler. Müdürlerin ana görevleri arasında genel kurulun toplantıya çağrılması, pay defterlerinin tutulması, mali tabloların ve yıllık faaliyet raporlarının hazırlanması, şirketin temsili ve idaresi bulunur.

Bir diğer organ ortak sayısı 20’nin üstünde olan limitet şirketler için zorunlu olan denetçilerdir. Denetçi bulundurması zorunlu olan limitet şirketler için de denetçi sayısı en fazla beş kişi olacak şekilde sınırlandırılmıştır. Müdürler gibi denetçiler de şirket ana sözleşmesinde belirlenebileceği gibi genel kurul tarafından sonradan da atanabilirler. Aynı zamanda denetçilerin ortaklar arasından seçilebilmesi de mümkündür.

LİMİTET ŞİRKETLERDE TUTULMASI ZORUNLU DEFTERLER

Türk Ticaret Kanunu’nda limitet şirketlerin zorunlu olarak tutması gereken beş defter sayılmıştır. Bunlar; yevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteri, ortaklar pay defteri, genel kurul müzakere ve toplantı defteridir. Bu sayılanlardan ilk üçü muhasebe ilgili olanlar; pay defteri ve genel kurul müzakere ve toplantı defteri ise muhasebe ile ilgili olmayan defterler olarak kategorize edilir.

Yevmiye defteri şirketin bütün muhasebe kayıtlarının tutulduğu defterdir. Defteri kebir ise hesapların gruplandırılarak tutulduğu zorunlu defter olarak karşımıza çıkar. Envanter defterinde şirkete ait bütün stok, demirbaş benzeri kasa kayıtları bulunur. Ortaklar pay defteri ise isminden de açıkça anlaşıldığı üzere şirketin payları ve bunların alım satım işlemlerinin kaydedildiği defterdir. Son olarak genel kurul müzakere ve toplantı defteri ise genel kurulun zamanını belirten ve genel kurulda alınan kararların kaydedildiği defterdir.

LİMİTET ŞİRKETTE ORTAKLARIN DURUMU

Limitet şirketin kuruluşunda yapılması gerekenler, zorunlu organlar ve tutulması gerekli defterlerle ilgili bilgileri verdikten sonra değinilmesi gereken bir durumda limitet şirketteki ortakların durumu ve sorumluluklarıdır. Öncelikli olarak ortakların şirket için taahhüt ettikleri sermaye paylarını ve sözleşmede yer alan diğer payları ödemeleri şirket ortaklarının yükümlülüğüdür. Şirketin borçlarından sorumlulukta ise Türk Ticaret Kanunu’nun 602. Maddesi gereği şirket tüzel kişiliği sorumludur. Buna dayalı olarak şirket ortakları şirketin kendi borçlarından şahsi olarak sorumlu değillerdir. Türk Ticaret Kanunu’ndaki ilgili durumun istisnası ise şirketin kamu borçlarına ilişkindir. Şirketin şirketten tahsil edilemeyen kamu borçları mevcutsa şirket ortakları bu borçlardan sermaye payları oranına göre şahsi olarak sorumlu olurlar.

Ortaklara ilişkin bir diğer önemli husus ortaklıktan çıkma veya çıkarılma konusundadır. Şirket sözleşmesinde bu durumla ilgili olarak belli hak ve yetkilere yer verilebilir. Bu durumların dışında ortak ya da ortakların ortaklıktan çıkarılması için haklı sebep olabilir. Haklı sebebin varlığı halinde mahkemeye de başvurulabilir.

Ortakların pay devri de limitet şirketler hakkında sıkça sorulan sorular arasındadır. Limited şirketlerde ortakların pay devrinde bazı koşullar birlikte aranmıştır. Öncelikle yazılı bir limitet şirket hisse devir sözleşmesi yapılmalı ve bu sözleşmedeki imzaların noter tarafından onaylanması gerekmektedir. BU şartların yanında bazı durumlarda istisnaları olmakla birlikte çoğunlukla bir genel kurul onayı da gerekmektedir. Şartların birlikte gerçekleşmesi durumunda şirket hisse devri tescil edilir. Hisse devri sonrası paylarda olan değişim pay defterinde kayıt altına alınır.

GENEL HATLARIYLA LİMİTET ŞİRKET VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Limited şirketin sermaye şirketlerinden bir olduğunu ve Türk Ticaret Kanunu’ndaki hükümlere tabi olarak birtakım zorunluluklara birtakım da haklara sahip olduğu anlatıldı. Bunlarla bağlantılı olarak limitet şirket kurma arifesinde olanları nelerin beklediğine değinildi. Sonuç olarak limitet şirket bir sermaye şirketidir ve anonim şirketten bazı hallerde ayrılır. İlgililerin şirket kurarken bu benzerlik ve farklılıkları göz önüne alarak kendilerinin planladığı iş türünde hangi avantajları daha çok kullanabileceklerine göre şirket türünü seçmeleri öncelikli olarak dikkat edilmesi gereken husustur. Şirket türü belirlendikten sonraki en kritik durumlardan birisi de şirket ana sözleşmesidir. Limited şirket ana sözleşmesi oluşturulurken ortakların durumundan tasfiye hallerine, pay devirlerinden ortaklıktan çıkarmaya kadar her durumun her koşula uygun şekilde düzenlenmesi sonraki aşamalarda önem arz edecektir. Bir şirketin doğumu, büyümesi ortaklık durumları ve sona ermesi gibi haller şirketleri derinden etkileyen haller olduğu için şirket ana sözleşmesini oluştururken işin ehli olan avukatlara danışılması da önem arz eder. Türk Ticaret Kanunu mevzuatı ve getirilen düzenlemeler çok güncel olduğu için yeni gelişmeleri takip etmenin zor olduğu bu alanda danışmanın önemi daha da artmaktadır.

Eren Kurukız

Read More
admin Ocak 31, 2022 0 Comments

10 adımda Anonim Şirket Kurulumu

  • Şirketin Türk Hukukunda Tabii Olduğu Sistemi Tespit Etmek

Eski Ticaret Kanunu yürürlükteyken, Türk Hukukunda hangi kuruluş sisteminin uygulandığı oldukça fazla tartışılmış olmakla birlikte, yeni kanun ile birlikte çok istinai olarak yasama sistemi kullanılmakta ve buna bağlı olarak bazı anonim şirketler TTK hükümlerine göre değil, özel bir kanun hükümlerine göre kurulmaktadır.

Bununla birlikte 4884 sayılı Kanunun kabulü ile Eski Türk Ticaret Kanunu’nda bulunan md. 273 değiştirilmeden önce bütün anonim ortaklıkların kuruluşu izne bağlanmış idi. 4884 sayılı Kanun ile yalnızca kanunda sayılan ortaklıklar için Bakanlıktan izin alınması şart koşulmuştur.

Şirketinizi kurarken, 4884 sayılı Kanunun getirdiği değişiklikleri inceleyerek, şirketinizin tabii olduğu kuruluş sistemini tespit etmelisiniz.

  • Anasözleşme Hazırlanması

Eski Ticaret Kanununda anıldığı hali ile Anasözleşme, yeni Kanunda esas sözleşme olarak geçmekle birlikte, ortaklığınızın anayasası niteliğinde olan dolayısıyla ortaklığın başlangıcından sona ermesine kadar tüm hususların özenle hazırlanması gereken metindir.

Kanunda öngörülen bazı bilgilerin bu sözleşmeye yazılması zorunlu iken, bazı hususların da geçerlilik kazanabilmesi için anasözleşmeye eklenmesi gerekir.

Türk Ticaret Kanunu md. 337 bağlamında henüz şirket kurulmadığı için, kurucu adayları diyebileceğimiz pay sahipleri ile anasözleşmenin hazırlanması ve pay sahiplerinin görüşleri alınarak sonraki adımlara geçilmesi, şirket kurma sürecinizi hızlandırmak açısından önem arz etmektedir.

  • Zorunlu unsurlar

Anasözleşmede veya esas sözleşmede var olan unsurlar zorunlu ve zorunlu olmamasına göre ayrılabilir. Genel olarak üç grupta toplayabileceğimiz esas sözleşme unsurlarını şöyle sıralayabiliriz;

  • Anasözleşmede bulunması zorunlu unsurlar;

Zorunlu unsurlar TTK 339/2’de yer almakla birlikte;

  • Şirketin ticaret unvanı ile merkezinin bulunacağı yer
  • Esaslı noktaları belirlenmiş ve tanımlanmış işletme konusu
  • Şirket sermayesi ile payların itibari değeri ile bunların ödenmesinin şekil ve şartları
  • Pay senetlerinin nama mı hamiline mi yazılı olacakları
  • Yönetim Kurulu üye bilgileri
  • Genel kurul toplantı bilgileri
  • Şirket ilanlarının yapılış türü
  • Pay sahiplerinin taahhüt ettiği sermaye paylarının tür ve miktarları
  • Şirketin hesap dönemi
  • Öngörülmeleri koşulu ile anasözleşmede bulunmaları zorunlu unsurlar

Bu hususların ortak özelliği, esas sözleşmede zorunlu olarak bulunmalarına gerek olmamasıdır. Bu bağlamda anasözleşmeye dahil olma konusunda ihtiyarilik mevcut olmakla birlikte söz konusu unsurların geçerlilik kazanabilmesi için esas sözleşmede yer alması zorunludur. Birkaç örnek verecek olursak;

  •  Nakit dışı sermaye taahhütleri mevcut ise, değerleri ve karşılığında verilebilecek payların miktarı esas sözleşmeye eklenmelidir.
  • Kuruculara, YK üyelerine ve diğer kimselere sağlanacak özel bir yarar veya koşulun sağlanması söz konusu ise ana sözleşmede mevcut olmasıyla ancak hüküm doğurabilir.
  • Ana sözleşmede bulunabilen ihtiyari unsurlar

Bu unsurlar için tamamen seçim serbestisi mevcut olmakla birlikte, bu hususların yazılmadığı durumlarda bile söz konusu unsurlar başka bir hukuki işlem formu içerisinde geçerlilik kazanabilir. Örnek olarak;

  • TTK 536/1 de düzenlenen tasfiye memurlarının ana sözleşme veya genel kurul kararı ile atanabileceği ihtiyari olarak esas sözleşme unsurlarına eklenebilir.
  • Kurucu imzaları ve onay aşaması

TTK 339. Md. uyarınca ana sözleşme kurucular tarafından noter veya ticaret sicil memurlularının huzurunda imzalanmalı ve onaylanmalıdır.

  • Pay bedellerinin Ödenmesi

TTK 344/1’e göre nakden taahhüt edilen payların itibari değerleri’nin en az yüzde 25’i ile çıkarma primin öngörüldüğü hallerde söz konusu değerin tamamı, tescilden önce olmak üzere nakdi sermayenin geri kalanı da tescili izleyen yirmi dört ay içinde ödenmelidir.

Söz konusu hüküm, kayıtlı sermaye istemini kabul eden halka kapalı şirketler de dahil olmak üzere geçerlidir.

  • Bakanlık İZNİ:

Kuruluş sistemlerinde bahsedildiği üzere, kanunun vermiş olduğu yetki ile Bakanlığın iznine bağlı olarak gerçekleşen kuruluş ve ana sözleşme değişiklerinin, Bakanlık’a yapılacak başvuru sonrasında alınacak yazılı onay ile gerçekleşmesi gerekir.

  • Ticaret Sicil Memurluğuna Belgelerin Teslimi:

Kanunun öngördüğü şekilde hazırlanan kayıt beyannamesini, şirket ana sözleşmesini , TTK 300. Maddesinde yer alan bilgileri içeren kayıt beyannamesini Ticaret Sicili Tüzüğü’nün 29. Maddesinde düzenlenmiş olan taahhütnameyi, vergi ve sosyal güvenlik kayıtları için şirket kuruluş dilekçe formunu , şirket kurucularının gerçek kişi olduğu durumlarda kişilerin onaylı nüfuz cüzdan suretleri ile ikametgah belgelerini on beş gün içerisinde anonim ortaklıklığın faaliyet gösterdiği bölgede yer alan yetkili ticaret sicil memurluğuna noter tasdikli şekilde beyan etmelisiniz.

  • İşletmenin faaliyet gösterdiği bölgedeki yetkili olan ticaret odasına veya ticaret ve sanayi odasına kaydolmak

Belgelerinizi beyan ettikten sonra, ortalama 2-5 gün içerisinde, ortaklığın bulunduğu bölgede yetkili olan ticaret odasına kaydınız gerçekleşmektedir. Başvurununuzun onaylanması sonucunda tescil yazısı, sicil tasdiknamesi ve faaliyet belgesi alınır.

  • İşletmenin ve ticaret unvanının tescil edildiğini gösteren kurucu nitelikte olan ilanın Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanması

Yapılan başvurunuzun onaylanması sonucunda yapılan tescil ile şirketiniz tüzel kişilik kazanmış olur. Tescil kurucu nitelikte olmakla birlikte, daha sonra Ticaret Sicil Gazetesine yapılacak olan ilan açıklayıcı nitelik taşımaktadır. Bakanlık iznine bağlı anonim ortaklıklarda bu iznin alındığı tarihten, diğer ortaklıklarda ise TTK md.335 de yer alan şirketin kurulma tarihinden itibaren otuz günlük süre içerisinde merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil olmaktadır. Yetkili kişi Ticaret Sicil Gazetesi ile notere başvurarak imza sirkülerini alabilir, şirketiniz ticari faaliyetlerine başlayabilir.

  • Kuruluştan sonra payların halka arz edilme olanağı TTK m.346

Yeni Türk Ticaret Kanunu ayrıca özel bir olanağa da yer vermiştir; esas sözleşme ile taahhüt edilmiş olup, taahhüt sahiplerince şirketin tescilinden itibaren en geç 60 gün içerisinde halka arz edileceği ana sözleşmede belirtilmiş ve ayrıca garanti edilmiş bulunan nakdi payların karşılıkları, satıştan elde edilecek gelirden ödenmektedir. Söz konusu halka arz, sermaye piyasası mevzuatı uyarınca yapılır.

Yeni getirilen bu düzenleme için ayrıca SerPK. 12/6 maddesi, halka açık veya halka açılmak üzere SPK’ya başvuran ortaklıklara uygulanamayacağı konusunda hükümler içermektedir.

Ceren Karabıyık

Read More
admin Ocak 31, 2022 0 Comments

Vergi Mevzuatı Kapsamında Start-Uplar’ın Dikkat Etmesi Gerekenler

Bir fikre sahip olan ve bunu ticari hayata dökmüş bir girişimcinin vergi kaydı yaptıktan sonra vergi mevzuatı kapsamında bazı yükümlülüklere sahip olduğu su götürmez bir gerçektir.

Türkiye’de vergi vermeye başlamanın ve bir vergi mükellefi olmanın en basit koşulu vergi kaydı yapılması ve akabinde gelir elde edilmeye başlanmasıdır. Bu noktada girişimcinin dikkat etmesi gereken en önemli adım şahıs olarak mı yoksa bir kurum olarak mı vergi kaydı yaptığıdır.

Şahıs olarak vergi kaydı yapıldıysa, mükellefler geliri ile doğru orantılı olarak ‘gelir vergisi’ ödemek durumunda kalmaktadır. Gelir vergisi, gerçek kişilerin bir takvim yılı içerisindeki kazançları ve gelirlerinin safi tutarı üzerinden alınan vergidir.

Kurumsal olarak vergi kaydı yapıldıysa da mükellefler yine gelirleri ile doğru orantılı olarak ‘kurumlar vergisi’ ödemek durumunda kalmaktadır. Kurumlar vergisi ise, kurumların yani, sermaye şirketleri, kooperatifler, kamu kuruluşları ortaklıklar, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler ve yabancı devletlere ait şirket veya kooperatif olmayan fakat ticarî, sınaî amaç güden kuruluşların kazançları üzerinden alınan vergidir.

Bu doğrultuda girişimcilerin mükellef olduğu anda sahip olduğu ve dikkat etmesi gereken bazı haklar vardır, bu haklar:

  1. Bilgi Alma Hakkı, bilgi almak istenen konunun yazılı bir şekilde ilgili kuruma yazılmasıyla o konu hakkında bilgi alınmasını sağlayan bir haktır.
  2.  Başvuru Hakkı, kişi ve/veya kurum hakkında bir karar verilmişse o kararın gözden geçirilmesini/yeniden değerlendirilmesini talep etmeyi sağlayan bir haktır.
  3. Belirlilik Hakkı, Gelir ile doğru orantılı olarak alınan verginin ne zaman ve hangi esaslara göre alınacağının belirli olmasını sağlayan bir haktır.
  4. Gizlilik ve Özel Hayatın Gizliliği Hakkı, kişinin güttüğü ticari iş faaliyetleri çerçevesinde, ticari defterler, şirket sırları içeren yazışmalar ve evraklar gibi birtakım bilgi ve belgeleri yalnızca ilgili kurumun ve yetkili kişilerin incelemesini ve yetkisiz kişi ve/veya kurumların bu belgelere erişim imkânı bulamamalarını sağlayan haktır.

Son olarak, Gelir Vergisi Kanunu’na yapılan 6663 sayılı ek kanunla 29 yaşının altındaki girişimcilere getirilen vergi istisnasına dikkat etmek gerekir.

Bu kanun ile 29 yaşının altında ve ilk defa gelir vergisi mükellefi olan girişimciler, kazançlarının her vergi dönemi için ayrı ayrı 75.000 TL’ye kadar olan kısımları için üç vergilendirme dönemi boyunca vergi muafiyetinden faydalanabilecektir. Bu muafiyetten faydalanmak için dikkat edilmesi gereken birkaç husus vardır:

  • Girişimcilerin işe başladıklarında, işe başlamayı kanuni süre olan 10 gün içerisinde bildirmeleri gerekmektedir.
  • Girişimcilerin kendi kurdukları işte bilfiil çalışıyor olması gerekmektedir.
  • Faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir işletmenin ya da mesleki faaliyetin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından devralınmamış olması gerekmektedir. (Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hali hariç)
  • Mevcut bir işe veya ticari faaliyete sonradan ortak olunmaması gerekmektedir.

Yukarıda yer alan detaylara dikkat edildiği sürece aslında bir girişimin vergi mevzuatı kapsamında birçok avantajı bulunmaktadır.

Stj. Av. Özge Sahar

Read More
admin Ocak 31, 2022 0 Comments

Amerika’da Şirketleşme

Şirketleşme nedir?

Şirketleşme, iş hayatında kurumsallaşarak ticari bir itibar kazandırma faaliyetidir.

Şirket kurabilmek için gerekli prosedürler sağlandıktan sonra her yerde şirket kurulabilmektedir. Bu yerlerin başında ekonomisinin güçlü olması, iş kolu çeşitliliği, kısa sürede kolaylıkla sorunların halledilebilir oluşu ve en önemli sebeplerden biri de teknolojik açıdan gelişmiş bir ülke olması nedeniyle Amerika gelir.

Amerika’da şirket kurmanın avantajları nelerdir?

Amerika’da şirket kurmanın avantajlarından akla gelebilecek ilk özellik prestij sahibi olarak uluslararası ticarette söz sahibi olunmasıdır. Bir diğer önemli avantaj ise, Amerika’nın güncel faiz oranın 0.25 kadar düşük olması insanlara gayrimenkul alma imkânı sağlamaktadır. Amerika’daki kredi imkanlarının diğer ülkelere kıyasla ucuz olup uzun vadeli olması ise şirketleşme açısından ileriye dönük yatırımlar yapma imkânı tanımakta ayrıca E2 vizesi olarak adlandırılan Türkiye-Amerika arasındaki dönemsel olarak gerçekleşen ticari ya da yatırım bazlı anlaşmalar neticesinde ticari ilişkilerinin sürüdürülebilirlik kazanması amacıyla ayrıcalıklı bir vize türü alma imkânı da sağlamaktadır. Gelişmiş bir ülke olan Amerika’da bürokratik sisteminde gelişmiş olması işlerin daha kolay, hızlı ve verimli ilerlemesine sebep olurken aynı zamanda global çapta satış yapma imkanınında doğdunu gösterir.

Amerika’da şirket kurarken nelere dikkat edilmelidir?

Şirket kurma işlemlerine başlamadan önce hangi türde bir şirket kurulacağına, bu şirketin sahibinin kim olacağı ve kimlerin yöneteceğine, şirketin Amerika’nın hangi eyaletinde kurulacağına buna göre o eyaletin isim kurallarına uygun bir şirket ismine, kurulacak şirketin ne iş üzerine olacağı ve bu iş için özel izin gerekip gerekmediğinin bilinmesi dikkat edilmesi gereken hususlardır. Örneğin; havacılık, bankacılık, sigortacılık işleri özel izne tabi iken; tıp, dişçilik ve mimarlık gibi lisans gerektiren işlerde mevcuttur.

Amerika’da yaygın şirket türleri nelerdir?

Şirket sahipleri veya yatırımcıların işten doğan sorumlulukları, bağlı oldukları şirketlerinden yasal olarak farklı değerlendirilebilir. Bu koruma ve farklı değerlendirme Amerika’daki şirket türleri ile gerçekleşmektedir.

Amerika’da en yaygın 2 tür şirket vardır: Corporation ve LLC (Limited şirket)

Corporation türü şirket, bağlı oldukları eyalet yetkililerine, gerekli ücretler ödendikten sonra ‘Articles of Incorporation’ adlı kuruluş belgelerin sunulması ile kurulan şirket sahiplerinden bağımsız olarak işleyen yasal kuruluşlardır. Şirket sahiplerinden bağımsız olarak işlemesi, tüm hissedarlar gitmiş olsa bile müşteriler ile yapılan sözleşmeler, müşterilerin banka hesapları, vergi numaraları, kira sözleşmeleri gibi tüm evraklar geçerliliklerini korur ve devamlılıklarını sürdürürler.

Corporation türü şirket kendi içinde 3 ‘e ayrılır:

  1. C- Corporation
  2. S- Corporation
  3. Non Profit Corporation

C- Corporation: Bir şirketin C olarak adlandırılması Amerika Gelir Dairesinin ‘C’ bölümündeki kurallara göre vergilendirme usullerine tabii tutulmasından kaynaklanır.  Buna göre, maaş, hizmet ücreti gibi durumlar söz konusu olmadığı sürece kimse şirketten para alamaz. Sahiplerinden bağımsız olarak işleyen bir kuruluş oldukları için de edindikleri gelirlere göre kendi vergilerini kendileri öderler.

S- Corporation: S şirketleri, şirketteki elde ettikleri gelirlerini, kayıplarını, kesintilerini ve kredilerini federal vergi amaçları için hissedarlarına geçirmeyi seçen bir şirkettir. S şirketlerinin hissedarları, kişisel vergi beyannamelerinde gelir ve zarar akışını rapor eder ve vergi, bireysel gelir vergisi oranlarında değerlendirilir. Bu durum, S şirketlerinin kurumsal gelir üzerinde çifte vergilendirmeyi önlemesini sağlar. Dolayısıyla, S şirketleri, işletme düzeyinde belirli yerleşik kazançlar ve pasif gelir üzerindeki vergiden sorumludur.

Bir şirketin S statüsüne hak kazanabilmesi için şirketin şu gereksinimleri karşılaması gerekir :

  1. Hissedar sayısının 100’den az olması
  2. Hissedarların Amerika vatandaşı olması veya oturma izninin olması
  3. Herhangi bir başka şirket ile iş ilişkisinin olunmaması

Non Profit Corporation: Kâr amacı gütmeyen şirket demektir. Kâr amacı gütmeyen bir şirket, diğer şirketlerin yapmayı amaçladığı gibi yalnızca kar yaratmaktan ziyade hayır işleri, dini, eğitim veya diğer kamu hizmeti nedenleriyle kamu yararına hizmet etmek için oluşturulmuş bir kuruluştur. Bu tüzel kişiliği seçmenin en büyük faydalarından biri, şirketin kazandığı herhangi bir gelir için federal ve eyalet vergilerini ödemekten muaf olmasıdır. Dolayısıyla diğer kâr amacı içinde olan şirketlerden farklı yasalara tabiidir.

Amerika’da yaygın diğer bir şirket türü olan Limited Şirket (LLC), ABD’deki özel şirketler için ortaklıkların ve şirketlerin özelliklerini bir arada toplayan bir tüzel kişiliktir. Limited şirketler, şirketlerin sınırlı sorumluluk statüsünü korurken ortakların ve şahıs şirketlerinin esnekliğinden ve akış yoluyla vergilendirilmesinden yararlanır. Bir başka ifade ile, LLC şirketlerde ticari işlerden doğan borç veya yükümlülüklerden kurucular şahsen sorumlu değildir. İşletmeyi kimin yöneteceği, vergi işlerinin nasıl ilerletileceği ile ilgili alınan kararlar daha esnektir. İlerideki gereksinimlerin zaman içinde değişmesi farklı ihtiyaçların doğması doğrultusunda LLC olan bir şirketin Corporation şirket türüne dönüşmesi mümkündür.  

Genel olarak herkesin ticaret yaptığı bu dünyada farkındalık yaratabilmek için Amerika’da şirket kurup ilerlemek iyi bir sermaye ile tercih edilebilecek bir yoldur. Amerika’da kurumsal işlerin hızlı ilerleyişi şirket kurma açısından da kolayca ilerlemenizi sağlasa da belli başlı prosedürleri olduğunu unutmamak gerekir. Şirket isminin seçilmesi, kayıt altına alınması, eyalet seçiminin yapılması, temsilci seçimi, gerekli ücretlerin yatırılması, vergilendirme avantajlarının ve yükümlülüklerinin bilinmesi, SSN (Sosyal Güvenlik Numarası) -EIN (İşveren Kimlik Numarası)-ITIN

(Kişisel Vergi Kimlik Numarası) numaralarının alınması, banka hesaplarının açılması bu prosedürlere örnek olarak verilebilinir.  Amerika’da şirketleşme adına yaptığınız yatırımlar, biriktirdiğiniz sermayeler ne kadar önemli ise uzman bir avukat ile ilerlemekte bir o kadar önemlidir.

Simay Uygur

Read More
admin Ocak 31, 2022 0 Comments