Sözleşme Yaparken Startupların Dikkat Etmesi Gerekenler

Startup Nedir?

Kelimeyi tam anlam olarak karşılayamasa da Startup Girişimcilik olarak tanımlanabilir. Her girişim hareketinde olduğu gibi startuplarda da kazanç garanti edilemez. 

Startupların karmaşık yapısı sonucu hangi şirketlere bu isim verileceği de tam belirlenmesi güç bir sorundur. Çoğu alanda faaliyet gösterebilen girişimlerden yalnız sınırlı alanda sıkışıp kalmayan ve bu fiili küresel alana taşıyan girişimlere startup diyebiliriz.

Peki startuplar iş hayatında hangi sözleşmelerle muhatap olur ve bu sözleşmelerde nelere dikkat etmelidir? İşte bu yazımızda bu soruların cevabını öğreneceğiz. 

Bir startup sözleşmelerle karşılaşmaya ilk olarak kuruluş, şirketleşme sürecinde başlar. Şirketleşme sürecinde startupların sektör, kişi ve sermayesine göre şahıs – sermaye şirketi türlerinden hangisine gireceği ile eyleme geçireceği düşünceleri farklılık gösterecektir. 

Startup ile sözleşme karşılaşması bu şirketleşme süreci içerisinde hal ve koşulun gerekliliklerine göre; Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakkı Devir Sözleşmeleri, Gizlilik Sözleşmeleri, Hisse Sözleşmeleri, Rekabet Yasağı ile ilgili sözleşmeler, İş, İşçi Sözleşmeleri, Kişisel Verilerin Korunması Hakkındaki gibi sözleşmelerle devam edecektir. 

Bu sözleşmelere taraf olan startuplar nelere dikkat etmelidir?

Öncelikle;

• Startup her şeyi yazı ile düzenlemeli, onaylamalıdeğiştirmelidir.

Startuplar yeni girişim hareketleri olduğu için faaliyet gösterdikleri alanlarda “piyasanın köpek balığı” adı verilen birtakım büyük şirketlerin gölgesinde kalmamak, bu şirketlerle yarış halinde iken hukuken de korunan haklarına sahip çıkmak ve gerek müşteri portföyü ile olsun gerek rakipleri, kendi çalışanlarıyla olsun yapacağı, alacağı her kararını yazıya dökmekte fayda görecektir.

• Sözleşme incelemesini aceleye getirmemelidir.

Şayet kendisinin hazırlamadığı bir sözleşme ise sözleşme maddelerini iyi okuyup analiz etmeli, gerektiğinde hukuki danışmanlık almalı, bu maddelerin kendi girişimine sağlayacağı fayda ve asla atlamadan kendisine getireceği zararı da düşünerek sözleşmenin tarafı olmalıdır. İyi değerlendirme ve bilgilendirme yapılmadan imzalanan sözleşmeler startupları büyütmekten çok zarara uğratabileceği riski yabana atılmamalıdır.

• Sözleşmelerdeki maddelerin esnek olabileceğini unutmamalıdır.

Taraf olunacak sözleşme çeşidine göre değişmekle birlikte bu maddelerin her iki tarafın da yararına şeklinde değiştirilebileceği, ortak noktada buluşmaktan tutun da belli fedakarlıklar ölçüsünde karşı tarafında elbette ki irade beyanının bu yönde olduğunun tespiti ile bir tarafın daha fazla yararına olacak şekilde değiştirilebileceğini atlamamalıdır.

• Çalışanlarla yapılacak sözleşmelerde Türk İş Hukuku Mevzuatına uygunluk sağlanıp sağlanmadığına dikkat edilmelidir.

Çalışanların bu kanun kapsamında işçi mi sayıldığı yoksa Genel Hükümler uyarınca mı korunacağı konusunda hukuki destek almaktan kaçınılmaması gerekmektedir.

• Sözleşmeye konulacak hükümlerin hukuken varlığı kabul edilebilir, kanunun sözleşmenin iptaline yahut işbu hükümlerin yazılmamış sayılmasına karar vereceği türden düzenlemelerin yapılmaması gerekmektedir.

• Sözleşmeye kanunun izin verdiği ölçüde cezai şart, tazminat konulabileceği unutulmamalıdır. 

Kanunumuz Genel Hükümler uyarınca tarafların cezai şart belirleyebilmesine uygunluk sağlar. Buna göre belirlenen cezai şart hâkim nezdinde aşırı değilse uygulanabilir olacaktır. 

• Sözleşmeye Tahkim şartı konulabilir. 

Türk Hukukunda mahkemeler haricinde yargılama yapma yetkisine sahip alternatif bir yol varsa o da Tahkimdir. Tahkim özel hakemler tarafından yargılamanın daha kısa sürede tamamlanmasını sağlamaktadır. Kanun her uyuşmazlık olmamakla birlikte Tahkim yargılaması yapılabilecek bazı hususlarda Tahkim şartının taraflarca uygun görülmesi halinde sözleşmeye eklenebileceğini söylemektedir.

• Sözleşmede ileride belirsizlik doğurabilecek her hususun kâğıda döküldüğünden emin olunulmalıdır. 

Her ticari ilişkide olduğu gibi startupların da güvendiği, yakın bulduğu insanlarla iş hayatında ilişki kurması sırasında birbirlerine güvenden ötürü bazı hususları yazıya dökmenin gerek olmadığı düşünülse de aslında bu adım ileride belirsizlik yaratıp uyuşmazlığa varabilecek bir yolun ilk adımıdır. Bu sebeple taraflar ne kadar birbirine güveniyor olursa olsun tüm sözleşmelerde, hususlar belirsiz bırakılmamalı, yoruma açık olmamalı ve mutlaka alenen yazılmalıdır.

• Son olarak konusu ne olursa olsun bir sözleşme imzalanmadan önce mutlaka bir avukata danışılmalıdır. 

Günümüzde bolca hareketlilik, çeşitlilik gösteren girişimciler arasında özellikle Startupların küresel piyasada “ben buradayım” dedirtecek adımlarını atmadan önce alacağı en ufak önlemler dahi ileride karşısına dağ gibi çıkabilme riski olan bu tehlikeleri şimdiden halletmesi demek olacak ve fakat bu adımlarının da hukuka uygunluğu konusunda emin olabileceği bir destek ile atılması girişim hareketinin başarıya ulaşmasındaki ufak engelleri aşmasına yetecektir.

Stj. Av. Aybüke Nurdan Terkeş

Read More
admin Mart 11, 2022 0 Comments

Vergi Mevzuatı Kapsamında Start-Uplar’ın Dikkat Etmesi Gerekenler

Bir fikre sahip olan ve bunu ticari hayata dökmüş bir girişimcinin vergi kaydı yaptıktan sonra vergi mevzuatı kapsamında bazı yükümlülüklere sahip olduğu su götürmez bir gerçektir.

Türkiye’de vergi vermeye başlamanın ve bir vergi mükellefi olmanın en basit koşulu vergi kaydı yapılması ve akabinde gelir elde edilmeye başlanmasıdır. Bu noktada girişimcinin dikkat etmesi gereken en önemli adım şahıs olarak mı yoksa bir kurum olarak mı vergi kaydı yaptığıdır.

Şahıs olarak vergi kaydı yapıldıysa, mükellefler geliri ile doğru orantılı olarak ‘gelir vergisi’ ödemek durumunda kalmaktadır. Gelir vergisi, gerçek kişilerin bir takvim yılı içerisindeki kazançları ve gelirlerinin safi tutarı üzerinden alınan vergidir.

Kurumsal olarak vergi kaydı yapıldıysa da mükellefler yine gelirleri ile doğru orantılı olarak ‘kurumlar vergisi’ ödemek durumunda kalmaktadır. Kurumlar vergisi ise, kurumların yani, sermaye şirketleri, kooperatifler, kamu kuruluşları ortaklıklar, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler ve yabancı devletlere ait şirket veya kooperatif olmayan fakat ticarî, sınaî amaç güden kuruluşların kazançları üzerinden alınan vergidir.

Bu doğrultuda girişimcilerin mükellef olduğu anda sahip olduğu ve dikkat etmesi gereken bazı haklar vardır, bu haklar:

  1. Bilgi Alma Hakkı, bilgi almak istenen konunun yazılı bir şekilde ilgili kuruma yazılmasıyla o konu hakkında bilgi alınmasını sağlayan bir haktır.
  2.  Başvuru Hakkı, kişi ve/veya kurum hakkında bir karar verilmişse o kararın gözden geçirilmesini/yeniden değerlendirilmesini talep etmeyi sağlayan bir haktır.
  3. Belirlilik Hakkı, Gelir ile doğru orantılı olarak alınan verginin ne zaman ve hangi esaslara göre alınacağının belirli olmasını sağlayan bir haktır.
  4. Gizlilik ve Özel Hayatın Gizliliği Hakkı, kişinin güttüğü ticari iş faaliyetleri çerçevesinde, ticari defterler, şirket sırları içeren yazışmalar ve evraklar gibi birtakım bilgi ve belgeleri yalnızca ilgili kurumun ve yetkili kişilerin incelemesini ve yetkisiz kişi ve/veya kurumların bu belgelere erişim imkânı bulamamalarını sağlayan haktır.

Son olarak, Gelir Vergisi Kanunu’na yapılan 6663 sayılı ek kanunla 29 yaşının altındaki girişimcilere getirilen vergi istisnasına dikkat etmek gerekir.

Bu kanun ile 29 yaşının altında ve ilk defa gelir vergisi mükellefi olan girişimciler, kazançlarının her vergi dönemi için ayrı ayrı 75.000 TL’ye kadar olan kısımları için üç vergilendirme dönemi boyunca vergi muafiyetinden faydalanabilecektir. Bu muafiyetten faydalanmak için dikkat edilmesi gereken birkaç husus vardır:

  • Girişimcilerin işe başladıklarında, işe başlamayı kanuni süre olan 10 gün içerisinde bildirmeleri gerekmektedir.
  • Girişimcilerin kendi kurdukları işte bilfiil çalışıyor olması gerekmektedir.
  • Faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir işletmenin ya da mesleki faaliyetin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından devralınmamış olması gerekmektedir. (Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hali hariç)
  • Mevcut bir işe veya ticari faaliyete sonradan ortak olunmaması gerekmektedir.

Yukarıda yer alan detaylara dikkat edildiği sürece aslında bir girişimin vergi mevzuatı kapsamında birçok avantajı bulunmaktadır.

Stj. Av. Özge Sahar

Read More
admin Ocak 31, 2022 0 Comments